DENİZ' İN ÜTOPYASI
Nasıl ağlamasınlar ki!?..
Kapkara
gözleri; kıvırcık, simsiyah saçları, boyu uzun dal gibi ve alabildiğine
simetrik, dimdik bir duruşu, yerinde duramaz heybetli, heyecanlı bir
konuşması, özgürlüğe gidecek kararlı bir yürüyüşü, attığını vurur, esnek
ve çevik bir yapısı vardı Deniz'in, korktular ondan korktular;
toplandılar, "Yılanın başı küçükken ezilmeli," mantalitesiyle karar
alındı, emir verildi ve koca bir orduyla ardına düştüler, kapkara bir
bulut gibi çöktüler, baharda ışıl ışıl doğan bu güneşin üstüne, derdest
ettiler, fakat, yine de teslim alamadılar, despotizmin zindanları dar
geliyordu ona, pes etmedi hiç gururluydu, onurluydu ve alabildiğine de
kararlıydı, bu kez haince, acımasızca, gaddarca astılar onu, hem de
işkence ede ede, bilerek; köşkte bunu kutlamak için toplandılar,
kadehler tokuşturup; "Ohh be!... Kurtulduk, öldü!.." dediler.
Yanıldılar, ağlamayın artık ölmedi Deniz, inadına, ütopyasındaki imgesini milyonların kafasına zerk edip gökyüzüne yükselmiş, yıldızlara karışmıştı, küllerinden yeniden doğarcasına!...